KIRŞEHİR ARENA-VARLIK VE HİÇLİK-FERHAT YILDIRIM

Benim bildiğim bu hayatta 3 tane Charlie vardı; biri meleklerine komut veren karizmatik ve kendini göremediğimiz Charlie, diğeri bir ailenin maskotu, muzu ve yaramazlığı seven bizim bildiğimiz bir maymun adıydı dizide. Diğeri ise hepimizin bildiği özellikle 70 doğumlu insanların siyah beyaz filmlerden izlediğimiz ve bizi gülmekten öldüren sessiz sinemanın efsanevi ustası ŞARLO lakaplı Charlie Chaplin.

            Gelelim şimdiki Charlielere! Bunlar ne bizi güldürüyor nede eğlendiriyor. Bunlar ne muzu seviyor ne gösterdikleri hünerlerle bizleri büyülüyor. Bunlar işine gelince gülüyor, eğleniyor ama sadece kendine. İşine gelmeyince öfke saçıyor. Hem kendini hem de etrafındakileri üzüyor. Oysaki onlar da çok iyi bilirler muzun tadını sessiz sinemanın o muhteşem sıcaklığını. Ama dedim ya bazı şeyleri bilmeden bildiklerini, bazı bildiklerini de işlerine gelince hatırladıklarını söylerler. Uyanık geçinip etrafındakileri kendilerine muhtaç bıraktıklarını düşünerek gurur duyarlar. Çoğu olay karşısında ses çıkaramayan bu Charlieler. Başkalarının yanında kendilerine yakın olduklarına bağırır çağırırlar.

            Oysaki yanındakiler onu iyi bildikleri ve tanıdıkları için ve kendisi gibi düşünmedikleri için saygıdan ses çıkarmazlar. Ama şunu anlamazlar ki yanındakiler yoksa o da bir hiçtir belki de dediğim gibi bilirler de bilmezlikten gelirler.

            Peki, bundaki amaç nedir?

a)      Her zaman büyük balık küçük balığı yer mantığı gütmek

b)      Tecavüz kaçınılmazsa zevk almasına bakacaksın mantığı gütmek

c)      Mühür kimdeyse padişah odur mantığı gütmek

d)      Hepsi

            Açıkçası ben bunun cevabını biliyorum ama yine de buna değerli okuyucularım karar versin.

            Keşke KPSS soruları da bu kadar kolay olsaydı.

            Son olarak şunu da belirteyim aslında biz onları seviyoruz çünkü onlarla yaşıyoruz ama bu değildir ki onlara muhtacız. Aslında etraflarına bakıp tek yakınlarının biz olduğunu artık görsün istiyoruz çünkü o bilmeden biz onu koruyor, onu savunuyor hatta yanlışlarında bile destekliyoruz; yanlış yaptığımızı bile bile. Yoksa Allah’tan başka kimseye muhtaçlığımız yoktur çok şükür!