Çocukluğumuzda, gençliğimizde olsun elimize para geçtiğinde ilk işimiz mahallemizin herhangi bir köşesinde bulunan sevecen, güler yüzlü, “ne zaman ödeyeceksin” diye sormayan bakkal amcalar vardı.
Teknolojinin yanı sıra sermaye de şekil değiştirdi. Kapitalizm önce onları vurdu. Büyüyebilenler marketleşti, daha da büyüyenler süper market oldu; büyüyemeyenler ise yok oldu, bir kısmı da hâlâ her apartmanın zemin katlarında yaşam mücadelesi veriyor. Eskiden olduğu gibi gazete alanlar da yok. Bir ekmek, birkaç adet yumurta. Marketler ve süpermarketler bakkal amcaları yok etti.
Yerli marketlerimiz var; hepsi de onlarca insana ekmek, aş veriyor, sigortalarını yatırıp vergisini ödüyor. Ama bir tek eksikleri var; eğitim veremiyorlar. Çoğu çalışan layıkatsız, şımarık, laubali, sorumsuz, argo konuşma ve ne ararsanız mevcut.
Bir başka market daha var; giyimi kuşamı, konuşma düzeyi, personel eğitimi tam bir Avrupalı. Ben de benim marketimin de onlar gibi olmasını istiyorum Sadece ucuzluk ve rekabet yetmiyor. Güler yüz, aradığın üründe yardımcı olma, yapmış olduğunuz alış veriş sonrası bir teşekkürü bekliyor insan. Sanırım çok şey istemiyoruz.
Çok çok şubesi olan ya da şehrimizin belli bölgelerinde kendi çapında büyümüş marketlerimizin yöneticileri! Lütfen personellerinizi eğitiniz; değilse yapmış olduğunuz rekabet de yetmeyecektir. Allah göstermesin, apartman altlarında ezilen güler yüzleri solmuş olan bakkal amcalar gibi görmek istemiyoruz sizleri de.
Teknolojinin yanı sıra sermaye de şekil değiştirdi. Kapitalizm önce onları vurdu. Büyüyebilenler marketleşti, daha da büyüyenler süper market oldu; büyüyemeyenler ise yok oldu, bir kısmı da hâlâ her apartmanın zemin katlarında yaşam mücadelesi veriyor. Eskiden olduğu gibi gazete alanlar da yok. Bir ekmek, birkaç adet yumurta. Marketler ve süpermarketler bakkal amcaları yok etti.
Yerli marketlerimiz var; hepsi de onlarca insana ekmek, aş veriyor, sigortalarını yatırıp vergisini ödüyor. Ama bir tek eksikleri var; eğitim veremiyorlar. Çoğu çalışan layıkatsız, şımarık, laubali, sorumsuz, argo konuşma ve ne ararsanız mevcut.
Bir başka market daha var; giyimi kuşamı, konuşma düzeyi, personel eğitimi tam bir Avrupalı. Ben de benim marketimin de onlar gibi olmasını istiyorum Sadece ucuzluk ve rekabet yetmiyor. Güler yüz, aradığın üründe yardımcı olma, yapmış olduğunuz alış veriş sonrası bir teşekkürü bekliyor insan. Sanırım çok şey istemiyoruz.
Çok çok şubesi olan ya da şehrimizin belli bölgelerinde kendi çapında büyümüş marketlerimizin yöneticileri! Lütfen personellerinizi eğitiniz; değilse yapmış olduğunuz rekabet de yetmeyecektir. Allah göstermesin, apartman altlarında ezilen güler yüzleri solmuş olan bakkal amcalar gibi görmek istemiyoruz sizleri de.
***
KİMİN PARASIYLA İFTAR YEMEKLERİ VERİLİYOR?
Bir türlü sevemedim gitti bu karnı tok kalburüstü insanlarla iftar yemekleri yemeyi. İnsanlara iftar yemekleri verilmesine insanlar açken, Doğu ve Güney Doğu'da her gün şehit haberleri geliyorken, oradaki insanlarımız yiyecek ekmeğe dahi muhtaçken bu iftar yemekleri bu günlerde daha da moda haline geldi. Bu zengin menülü iftar sofralarında kim için gösteriş yapıyorlar. Bir de şunu sormak istiyorum: hangi bir resmi kuruluşun iftar yemeği adı altında ek bir ödeneği var? Ek örtülü ödenek var da bizlerin mi haberi yok?
Varsa soruyu değiştirelim diyorum: hayırsever işadamımız bu masrafları karşılıyorsa isminin açıklanmasını, o kurumla iş yapmış mı, ihale almış mı? Bunun da açıklanmasını istiyorum.
Bu tür iftar yemeği veren kuruluşların bu şaşalı zengin sofrasına gelenlerin zaten karınları tok. Kırşehir basınının karnı daha da tok! O yemeği yemese de yemeğin parasını bağış yapıldı haberini eminim ki yemek yemese de yapar. Gazetecinin işidir haber yapmak; lüks, zengin sofralarında oturmak değildir.
Sayın Müftümü karnı tok insanlara verdiği yemeğin parasını aç insanlarımıza verseydi belki daha hayırlı iş yapmış olurdu.
Bir türlü sevemedim gitti bu karnı tok kalburüstü insanlarla iftar yemekleri yemeyi. İnsanlara iftar yemekleri verilmesine insanlar açken, Doğu ve Güney Doğu'da her gün şehit haberleri geliyorken, oradaki insanlarımız yiyecek ekmeğe dahi muhtaçken bu iftar yemekleri bu günlerde daha da moda haline geldi. Bu zengin menülü iftar sofralarında kim için gösteriş yapıyorlar. Bir de şunu sormak istiyorum: hangi bir resmi kuruluşun iftar yemeği adı altında ek bir ödeneği var? Ek örtülü ödenek var da bizlerin mi haberi yok?
Varsa soruyu değiştirelim diyorum: hayırsever işadamımız bu masrafları karşılıyorsa isminin açıklanmasını, o kurumla iş yapmış mı, ihale almış mı? Bunun da açıklanmasını istiyorum.
Bu tür iftar yemeği veren kuruluşların bu şaşalı zengin sofrasına gelenlerin zaten karınları tok. Kırşehir basınının karnı daha da tok! O yemeği yemese de yemeğin parasını bağış yapıldı haberini eminim ki yemek yemese de yapar. Gazetecinin işidir haber yapmak; lüks, zengin sofralarında oturmak değildir.
Sayın Müftümü karnı tok insanlara verdiği yemeğin parasını aç insanlarımıza verseydi belki daha hayırlı iş yapmış olurdu.
0 yorum:
Yorum Gönder